Ah şu Vize Haftaları yine geldi çattı…

Öğrencilik hayatının engebeleri, kasisleri bu sınavlar 😀 Eğlenceli geçen okul haftaları ardından sıkıntılı kasvetli, hele bir de puan sisteminizde çan eğrisi varsa bi o kadar da entrikalarla dolu zamanlar şu sınav haftaları.

Neden bu şekilde anlatıyorum ? Sınavlar elbetteki olmazsa olmaz. Adam gibi çalış sonrada sınavları elini kolunu sallayarak geç diyebilirsiniz. Ama olmuyorki öyle. Öğrencinin vazifesi ders çalışmaktır felsefesiyle hareket edersek, okula git sonra gel ders çalış, anlamadığın kısımlar için tekrar okula git hocaya danış, anlayarak yada anlamadan geri gel, ödev için araştırma yap, yaz, çiz, oku… 😀

Üniversite sosyal bir mekan. bu mekanda arkadaşlar edinip güzel ve ileride bahsedilebilecek şeyler yapılmalı bence. Yoksa bende biliyorum çok çalışkan olup o dört ayaklı hayvana benzetilircesine çok çalışmayı…

Eğer bana garanti edilebilseydi; mezun olduktan sonra tüm arkadaşlarınızla 1 yıl sosyal aktivite zamanınız var. Tüm herşey şirketimizden, diye 😀 inanın vazifemse bu öğrencilik en alasını yapardım. Ama hayat böyle değil, ben bir daha bu dostlarımı nerede bulcam. Üniversite burası, herkes mezun olup hayata atılacak, şu anda son sınıftayız herkes sonrasını düşünüyor, ne yapılacak ne edilcek diye. onun için sene sonu mezuniyet gecesi yaptık yaptık birdaha ancak sanal ortamda görüşürüz 🙂

Hayat değişik ve biz sadece fragmanını gördük, filmin çok daha terletici olduğunu tahmin ediyorum.

İşte içinde bulunduğumuz hafta bunun için sıkıntılı bir vize haftası, akşam derse girmesekte sinemayamı gitsek, gnctrk var abi sudan ucuz sinema keyfi, Akşam çiğ köfte yapalım, mangal yapmayalı çok oldu abi siz derse girmeyin malzeme alın bizde hazırlanalım gibi gibi gibi durumların yaşanmasının ardından gelen vize haftası…

Son sınıftayız dedik, öyle babamız ödüyor nasılsa bir sene sonra rahat rahat bitiririz gibi bir düşüncemiz olamaz. Kimimizin bekleyeni var ve kimsemizin de IMF gibi babası yok…

Stratejimiz nedir peki… öncelikle derslere öğrenilmeli, nedir bu dersin konusu, hani derse girmiş olsak kulak aşinalığımız olurdu ama onuda pek yapmadık. Girdiklerimiz desek onlarda da akıllar akşam ne yapsak modunda çalıştığından dersi anlamadık :D. Dersi takip eden arkadaşlar ayrılan gruplar tarafından paylaşılır. Bu dersi takip eden arkadaşların defterleri vize haftasından önceki hafta, fotokopi odası ve sahibi arasında bir çok sefer yapar. Hatta defteri vermekten sıkılan defter sahibi nadide insan işi abartıp, notları fotokopiye bıraktım isteyen gidip söyleyip notları alabilir diyebiliyorsa siz anlayın artık durumu.

Zaten bir kitapta geçiyordu. Türkiyede üniversite sistemi fotokopiye dayalı bir sistemdir diye :D. Mezun olca iş düşünüyoruz ya hani, şu fakültedeki fotokopi işletmesinin ihalesinide kaçırmamak lazım :D.

Notlarımızı aldık, dersi dinleyen arkadaşlarımızı da paylaştık, o zaman artık bu bir hafta içinde geride kalan 9-10 haftanın işini yapabildiğimiz en iyi derecede yapabilmek… Haydi rasgele… Dua dan unutmayın…

Not: bu yazıda geçen olay ve kişiler tamamen hayal ürünüdür 😀 (şu dizilerde olmasa daha iyi çalışırız he).